Belediye yetkililerine vize skandalı..!

Bir Fuara katılmak için Almanya'ya gelen Üsküdar ve Beyoğlu belediyesinden yetkililer, Münih havaalanında vize azabı yaşadı. İtalyan Başkonsolosluğu'ndan Schengen Vizesi olan yetkililer, Alman polisi tarafından havaalanından geri çevrilmek istendi. Skandal, avukatın devreye girmesiyle son anda önlendi.

ALMANYA'nın Münih kentinde çevre teknolojileri fuarında incelemeler yapmak üzere görevli gelen İstanbul Beyoğlu ve Üsküdar belediye yetkilileri Schengen vizeleri olmasına rağmen içeri alınmadı. İkisi yeşil pasaportlu beş belediye görevlisi Türkiye'ye geri gönderilmek istendi. Belediye görevlileri 6 saat kameralı nezarethanede tutuldu. Skandal, Türk avukatın devreye girmesiyle son anda önlendi.

ALMANYA İÇİN GEÇERLİ DEĞİL
Olay şöyle gelişti: İstanbul Beyoğlu ve Üsküdar Belediyesi yetkilileri Münih'teki çevre teknolojileri fuarını incelemek için görevlendirildi. İtalyan Başkonsolosluğu'ndan Schengen Vizesi olan Mehmet Akpınar, Yaşar Gür ve Resul Gürel ile yeşil pasaportu olan Beyoğlu Belediyesi Temizlik İşleri Daire Başkanı Metin Topcan ve Üsküdar Belediyesi'nden Güven Kerimoğlu çarşamba günü THY'nın 1629 sayılı uçağıyla saat 7.50'de İstanbul'dan Münih'e uçtu. Sabah saat 10.30 gibi Münih havaalanında pasaport kontrolünden geçen belediye yetkililerini polis ''Bu vize Almanya için geçerli değil'' diyerek alanda alıkoydu.

ÖNCE İTALYA'YA GİDİN
Polis buna gerekçe olarak, vizenin İtalyan Başkonsolosluğu'ndan alındığını ve önce İtalya'dan giriş yapmaları gerektiğini söyledi. Kafileyle birlikte gelen yeşil pasaportlu Beyoğlu Belediyesi Temizlik İşleri Daire Başkanı Metin Topcan da ''Beraber geldiniz, siz de giremezsiniz'' denilerek birlikte tutuldu. Münih havaalanı sınır polisi dört belediye görevlisine İstanbul'a geri gönderileceklerini söyledi. Ancak belediye yetkilileri belediyeden görevli geldiklerini, polisin gerekirse belediye başkanını arayıp sorabileceğini belirterek, itiraz etti.

NEZARETE KONDULAR
Bunun üzerine belediye yetkilileri Mehmet Akpınar, Yaşar Gür, Resul Gürel ve Metin Topcan'ın pasaportları ellerinden alınarak, havaalanında kameralı ve polis gözetimindeki nezarethaneye kondu. Beyoğlu Belediye Başkanı, bu şahısların belediye adına fuara incelemelere gittiğine dair imzalı tasdikli yazı gönderdi. Yeşil pasaport sahibi Güven Kerimoğlu yarım saat sonra, Metin Topcan ise iki saat sonra serbest bırakıldı. Diğer üç kişi ise nezarette tutulmaya devam edildi. Uğradıkları muamele karşısında şaşkına dönen belediye görevlileri ilk çare olarak tanıdıklarına telefonla bilgi verdi. Bunun üzerine Müsiad Bavyera Başkanı Salim Şahin avukat Dr. Temel Nal ile birlikte havaalanına gitti.

ARKADAŞLARIMIZ SORUNSUZ GİRDİ
Hürriyet Gazetesi de olaya eşlik etti. Avukat Temel Nal, sınır polisine önce İstanbul belediye yetkilileriyle görüşeceğini söyledi ve kamerayla gözetim altındaki odada belediye yetkilileriyle görüştü. Mehmet Akpınar, Yaşar Gür ve Resul Gürel, ''İtalya'daki temizlik araçları üreten bir şirket ile görüşmeler yapmak için İtalya'ya gitmek üzere vize almıştık. Münih'teki fuar ortaya çıkınca, bu firmalar fuarda olacak, önce oraya gidelim diye Münih'e geldik. Hatta bizim gibi İtalyan Başkonsolosluğu'ndan Schengen vizesiyle önceki gün Münih'e gelen arkadaşlarımız var. Onlar sorunsuz girmiş. Bize neden böyle bir sorun çıkarıldı, anlamadık'' dedi.

ONLARI TUTAMAZSINIZ
Avukat Temel Nal daha sonra Alman sınır polisinin yetkililerine vize konusunda alınan AB Mahkeme Kararlarını göstererek, aslında hizmet alma ve verme amaçlı gelen Türklerin vize almalarına gerek olmadığını, fuar gibi konularda vize talep edilmesinin hukuksal bir hata olduğunu anlattı. Nal, bu konuda kazanılmış mahkeme kararlarını gösterdi. Bu görüşmelerden sonra Hürriyet muhabirinin de şahit olduğu önemli derecede yumuşama yaşandı. Daha önce sert davranan sınır polis memurları birden bire değişti. Pasaportlara giriş damgası vurulduktan sonra su servisi bile yapıldı.

ALMANYA ADINA ÜZÜLDÜK
Kendilerine yapılan işlemin insanlık dışı olduğunu söyleyen Mehmet Akpınar, "bizimle birlikte belgelerinde sorun olan iki Sırbistan vatandaşı daha vardı. Onlara su, kahve ikramında bulundular, bize soran olmadı. Onların işlemi yarım saat içinde bittikten sonra serbest bırakıldı. Bizi ise saatlerce burada tuttular. Bizi sanki suçluymuş gibi sorguya çektiler'' diye isyan etti.


Hürriyet.de