|
Huzurevi Öğretmenleri, bugünü bekliyorÜsküdar'da bulunan Validebağ Mustafa Necatibey Öğretmenler Huzurevi'nde kalan yaşlılar, 24 Kasım Öğretmenler Gününü heyecanla bekliyor.
Türkiye'nin ilk ve tek, sadece öğretmenlere hizmet veren Validebağ Mustafa Necatibey Öğretmenler Huzurevi'nde kalan yaşlılar, hayatlarının son demlerini yaşarken, 24 Kasım Öğretmenler Gününü heyecanla bekliyor. Onlar, bu önemli günde unutulmamayı diliyor. Türkiye'nin ilk ve tek; sadece öğretmenlere hizmet veren Validebağ Mustafa Necatibey Öğretmenler Huzurevi'nde kalan yaşlılar, hayatlarının son demlerini yaşarken, 24 Kasım Öğretmenler Gününü heyecanla bekliyor. İstanbul'un Üsküdar ilçesinde Validebağ Öğretmenler Yerleşkesi içinde yer alan huzurevinde, 30 öğretmen yaşıyor. 354 dönümlük arazide, anıt ağaçlar arasında 1989 yılından bu yana hizmet veren huzurevi, şu anda onarım çalışmaları sürdüğünden fazla sayıda emekli öğretmeni kabul edemiyor. Onarım çalışmalarının ardından huzurevinin kapasitesi, 50 kişiye ulaşacak. Ortalama 80 yaşlarında olan öğretmenlerin, huzurevine yerleşme nedenleri de birbirlerinden farklı. Bazıları ailesinde kendisine bakacak kimse kalmadığı, bazıları çocuklarına yük olmamak bazıları da kendilerine iyi bakılmadığı için huzurevine yerleştirilen emekli öğretmenler, her şeye rağmen hayatlarından memnun. Vücutları yaşlı, zihinleri hala dinç olan öğretmenler, anıt ağaçlar arasında, kuş cıvıltılarıyla kendilerini ziyaret edecek neşeli gülümsemeleri bekliyor. Yıllarca Türk Milli Eğitimi'ne emek veren yaşlı öğretmenler, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün yaklaşması dolayısıyla daha bir heyecanlı. Onlar bu önemli günde unutulmamayı diliyor. 11 yıldan bu yana eşi Hüdai Gürbüz ile Öğretmenler Huzurevi'nde kalan 86 yaşındaki Melahat Gürbüz, tek oğullarıyla birlikte gelini ve torunlarını depremde kaybedince, huzurevinde yeni bir hayata başlamış. 30 yıl boyunca öğretmenlik mesleğine hizmet verdiğini söyleyen Gürbüz, emekli olduktan sonra yaşamlarına Üsküdar'daki evlerinde sürdürdüklerini belirtti. Gürbüz, ''Tek çocuğumu da depremde kaybettim. Büyük bir acı ydı. Daha sonra oğlumun anısına eşimle bir okul yaptırmaya karar verdik. Ümraniye ilçesinde yaptırdığımız okul, 8 yıl önce Öğretmen Melahat-Hüdai İlköğ retim Okulu adıyla hizmete girdi. Depremde bir oğlumuzu kaybettik ama şimdi 1200 çocuğumuz var. Burada 50'den fazla öğretmen de görev yapıyor. Bu sene ilk mezunlarımızı vereceğiz. Heyecan doluyuz'' diye konuştu. Hüdai Gürbüz de, huzurevinde çok rahat olduklarını belirterek, şunları söyledi: ''Bizim Üsküdar'da dayalı döşeli bir evimiz var. 9 sene buraya alışamayız diye evimizi kiraya vermedik. 9 sene sonra anladık ki biz buradan ayrılamayacağız. Şimdi kiraya verdik. Burası o kadar rahat ki kopamadık. Yanımızda öğretmenevi var. Buraya meslektaşlarımız geliyor, o ortamı bilmeseniz bile öğretmen olması kafi. Bu imkanları her yerde bulamazsınız.'' Babasına Atatürk tarafından ''Gezici Başöğretmen'' unvanı verilen 6 çocuk annesi Perihan Bora (77) da, huzurevinde eşiyle birlikte yaşıyor. 85 yaşındaki Zerrin Köksal da, çocuklarına yük olmamak düşüncesiyle gizlice Öğretmenler Huzurevi'ne yerleşmiş. Öğretmen arkadaşlarıyla aynı havayı solumaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Köksal, şunları anlattı: ''Benim iki çocuğum var. Gizlice girdiğim huzurevinde bir ay kaldıktan sonra Ankara'da yaşayan oğlum bunu duydu ve beni buradan aldı. Huzurevinden ayrılırken tek kişilik oda boşalınca beni tekrar çağırmalarını istedim. Ankara'dayken bir gün bana telefon geldi ve tek kişilik bir odanın boşaldığını söylediler. Bende topladım eşyalarımı, 5 yıl önce buraya yerleştim. Burada çok mutluyuz. Ev ortamındayız.'' Emekli fen grubu öğretmeni Sebahat Aykutteli (74) ise öğretmenlik hayatına Edirne'nin Kayapa Köyü'nde 5 sınıflı, ama tek öğretmenli bir okulda başlamış. Çapa Eğitim Enstitüsü'nde fen grubu öğretmeni olduktan sonra Konya, Diyarbakır ve İstanbul'da öğretmenlik yapan Aykutteli, emekli olduktan sonra da özel okullarda bu mesleğe 32 yıl daha emek verdiğini söylüyor. Öğretmenliğin insan mimarlığı olduğunu belirten Aykutteli, ''Çocuğu işlemek, bina dizayn etmekten çok daha zor ve kapsamlıdır. Hem ruhunu, hem beynini işlemek gerekir çocuğun. İyi bir öğretmen çocuğun beden sağlığıyla da yakından ilgilenir. Ülkemizin çalışkan, bilgili, dürüst ve özellikle kişilikli bireylere ihtiyacı var. Bu bakımdan öğretmenin kendisinin de örnek bir kişilik sergilemesi gerekir'' dedi. Zaman zaman mandolin çalarak yaşlıları eğlendiren 85 yaşındaki Mustafa Demirci ise Alzheimer hastası olan eşini 2 ay önce kaybetmesi nedeniyle artık yaşama tek başına devam ediyor. 94 yaşındaki Osman Çimen, 6 yıldır huzurevinde kalıyor. Çimen'in kulaklarının ağır işitmesine rağmen öğretmenlik mesleğindeki anıları dün gibi aklında. Çocuklarının ayrı şehirlerde yaşaması ve eşinin ölmesi sonucu İstanbul'da tek başına kalan 85 yaşındaki Efser Sübbarlas da, 19 yıldır Öğretmenler Huzurevi'nde yaşıyor. Huzurevinin öğretmenevine yakın olmasından mutluluk duyan Sübbarlas, Öğretmenler Günü'nün yaklaşmasıyla kendilerine ziyarete gelecek misafirleri heyecanla bekliyorlar. Türkiye Gazetesi
Haberi Değerlendir :
|