Üsküdar Postası Gazetesi - Üsküdar yerel haberlerini ve güncel olayları gazetemizden takip edebilirsiniz...

ÜSKÜDAR'DA RAMAZAN

Her Gün 20 Bin Kişi Üsküdar Belediyesi'nin Sofralarında İftarını Açacak....

Çamlıca Camii'nin minareleri yükselmeye başladı...

Cumhuriyet tarihinin en büyük camii olma özelliğini taşıyan Çamlıca Camii'nin inşaatı hızla ilerliyor. Yüzde 60'ı tamaml...

Üsküdar'ın seçim çalışmaları Amerika basınında!...

Amerikan basını Üsküdar'daki seçim çalışmalarıyla ilgili olarak AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Halit Hızır'da bilgi aldı....

Polis Teşkilatı'nın 168. yılı Çengelköy'de kutland...

AK Parti Çengelköy Mahallesi Teşkilatı Polis Teşkilatı'nın 168. kuruluş yıl dönümünü Çengelköy Polis Merkezi'ni ziyaret ...

Üsküdar'da "AB normlarında" kurban kesimi!.....

Üsküdar'da, AB normlarında kurban kesimi yapılacak olan tesisin açılışını Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara gerçekle...

Boğaz Manzarasında İftara Davet...

Üsküdar Belediyesi, 1994 yılından bu yana gelenekselleştirdiği iftar yemeği ikramına Üsküdar İskelesi'ndeki eşsiz Boğaz ...

Bakan Bağış, ilk iftarı Üsküdar'da yapacak...

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış Üsküdar'da katılacağı Ramazan ayının ilk iftarında Avrupa'ya hoşgörü mesajı verecek....

Üsküdar'da Elektrik Kesintisi

Üsküdar'da trafo merkezlerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle elektrik kesintisi uygulanacak....

Polisler Üsküdar'da MOBESE'ye çarptı

Üsküdar'da sağanak yağış nedeniyle kayganlaşan yolda polis midibüsü kaza yaptı....

Üsküdar'da su baskınına karşı ek rögar

Üsküdar'da geçtiğimiz günlerde yaşanan su baskını olayının yeniden yaşanmaması için belediye ekipleri, sahil kısımına ek...
 

Üsküdar'ı gönüllü kadınlar koruyor

Üsküdar'ı gönüllü kadınlar koruyor
Üsküdar, Osmanlı Sarayı'nın güçlü kadınları Mihrimah Sultanların, Nurbanu Sultanların, Kösem Sultanların biçimlendirdiği bir semt. Onlardan kalan mirası şimdi 30 gönüllü kadın korumaya çalışıyor.
Tarih : 20 Şubat 2011, 15:41
Kategori : Üsküdar
Yazı Boyutu : 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Üsküdar, Osmanlı Sarayı'nın güçlü kadınları Mihrimah Sultanların, Nurbanu Sultanların, Kösem Sultanların biçimlendirdiği bir semt. Onlardan kalan mirası şimdi 30 gönüllü kadın korumaya çalışıyor.

'Muhteşem' Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan'ın büyük aşklarının tek kızı 1522'de Topkapı Sarayı'nda doğar. Babası her zaman el üstünde tutacağı kızına, ay ve güneşi aynı kelimede buluşturan Mihrimah adını verir. Mihrimah Sultan efsanelerinden birine göre, küçük kız 17 yaşına bastığında babasının aklında evlilik için iki damat adayı vardır; Mimar Sinan ve Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa. Mimar Sinan evli olduğu için Rüstem Paşa uygun görülür. Aradan yıllar geçer ve bir gün Mihrimah Sultan, Mimar Sinan'ı huzuruna davet eder. 'Benim için İstanbul'un güzel bir yerinde bir külliye yap' der ve ekler; 'Yapacağın yeri sen seç.'

MİHRİMAH'LA BAŞLADI
Koca Sinan, tarihi Yarımada'yı tam karşıdan gören, yeşillikler içindeki Üsküdar'a sekiz yıl uğraşarak yaptığı Mihrimah Sultan Külliyesi'ni 1548'de tamamlar. Aradan 14 yıl geçer... Mihrimah Sultan, bir kez daha huzuruna davet eder Mimar Sinan'ı. Vesile yine aynıdır; 'Benim için bir külliye daha yap, yerini yine sen seç.' Mimar Sinan bu kez Edirnekapı'yı seçer. Üsküdar'dakinin penceresinden ay doğarken, Edirnekapı'nınkinden güneş batar. Efsaneye göre Koca Sinan bu hareketiyle, Mihrimah Sultan'a duyduğu aşkı şifrelemiştir. Tarihçiler bu romantik efsanenin fazlaca hayal içerdiğini söyleseler de durum, Üsküdar'a kimliğini kazandıranın Osmanlı'daki kadın sultanlar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Bu hikayenin bizle ilgili kısmı Üsküdar. Osmanlı'da güçlü kadınların külliye yaptırma geleneği daha sonraları Nurbanu Sultan, Kösem Sultan, Gülnuş Emetullah Sultan gibi isimlerle sürmüş. Çoğu Üsküdar'ı tercih etmiş. Turizmci Bilsen Gürer bu durum için üç neden gösteriyor; İlki iyi eğitim almış ve yönetimde söz sahibi olacak kadar güçlenmiş kadın sultanların güçlerini yansıtma niyetleri... İkincisi sevap işleyip saygı görme istekleri ve üçüncüsü güncel ihtiyaçlar. Vaktiyle Üsküdar, kutsal topraklara gidecek her dinden ahali ile Doğu'ya sefere çıkacak askerin ilk durağıymış ve bu nedenle kutsal yer sayılırmış. Benzer biçimde payitahta çıkmak için Doğu'dan gelenlerin de önemli durağıymış.

30 GÖNÜLLÜ KADIN
Fakat bugün hak ettikleri ilgiyi gördükleri söylenebilir mi? Gürer, bu soruya olumsuz cevap veriyor. Kendisi 1997'den beri burada yaşayan bir Üsküdar gönüllüsü. Şu günlerde yaklaşık 30 gönüllü kadınla birlikte, Arkeologlar Derneği'nin Üsküdar'da yürüttüğü 'Kültürel Mirası Katılımcı Koruma Modeli Projesi'nde çalışıyor. Söz konusu tarih ve günümüze kalan mirası hakkında ocak ayında aldıkları eğitimi, bu ay ve önümüzdeki ay Üsküdar'daki ilköğretim okullarında okuyan öğrencilere aktaracaklar. Niyetleri çalışmalarını olabildiğince genişletip yeni gönüllü kadınlara ulaşmak ve Avrupa Birliği'nden destek alarak yürütülen projeyi kalıcı hale getirmek...

Üsküdar, İstanbul'un görülmeyi en fazla hak eden semti
Projenin gönüllü çalışanlarından turizmci Bilsen Gürer, 14 yıl önce yerleştiği Üsküdar'ın kendine özgü dingin bir havası olduğunu ve burayı çok sevdiğini söylüyor. Fakat 20'li yaşlardaki iki çocuğu için durumun farklı olduğunu da ekliyor; 'Üsküdar daha az hareketli, Kadıköy'e göre dışa kapalı bir yer. O nedenle çocuklarım vakitlerini Kadıköy'de geçirmeyi daha çok seviyorlar.' Gürer için Üsküdar'ın geçmişten kalan ve korunması gereken dingin atmosferi için en büyük tehlike son yıllarda hızı artan yapılaşma hareketleri ve turizm anlayışı... 'Her semtin diğerine benzemeye çalışmasını, Kadıköy gibi hareketli hale getirilmesini doğru bulmuyorum, burası da dingin bir yer olarak kalmalı' diyor Gürer.

Genç gönüllülerden, özel bir kurumda eğitim danışmanlığı yapan Melis Gerekmen, sosyal yaşamını daha çok Beyoğlu'nda geçiren doğma büyüme bir Üsküdarlı. 'Salacak sahilinin ışıklandırılması, mekan düzenlemelerinin yapılması güzel olabilir, o zaman neden orada vakit geçirmeyelim' diyor. Hareket arayan gençler için pek çekici bir imaja sahip olmasa da Gerekmen de Üsküdar'ı çok sevdiğini söylüyor. Bu sevgiyi ona yine doğma büyüme Üsküdarlı olan anne babasının eski Üsküdar hikayeleri kazandırmış; kıyıdan denize girilebildiği, hem büyüklerin hem de gençlerin açık hava sinemasına akın ettiği zamanlara ait hikayeler... 'Üsküdarlıların çoğunun bu tarihi bildiğini söylemek güç ama bilirlerse yaşadıkları yeri sevmemeleri, korumaya çalışmamaları için bir neden kalmaz, biz de bunun için uğraşıyoruz' diyor Gerekmen.

Projenin gönüllüleri sadece Üsküdar'da yaşayanlarla sınırlı değil. Defne Karakaya bir Sarıyerli. Mezun olduğu Koç Üniversitesi'nde İstanbul tarihi dersi alırken, Üsküdar'la ilgili bir ödev hazırladığında bu semte ilgi duymaya başlamış. Örneğin çalıştığı firmanın Amerikalı misafirlerine İstanbul'u gezdirmek gerektiğinde aklına gelen ilk yer tarihi yarımada ya da Beyoğlu değil, Üsküdar oluyor; 'Bence Üsküdar tarihi dokuyu içselleştirmesi bakımından, İstanbul'un görülmeyi en fazla hak eden semti.'


Akşam


Haberi Değerlendir :